Türklerin Kökeni Türkler Neden Birbirine Benzemez

Günümüzden 85 bin yıl önce sahra altı afrikası haricinde ki tüm insanların ataları olarak kabul edilen insan topluluğu afrikadan çıkarak günümüz arabistanına ayak basmıştır. Henüz dünya üzerinde herhangi bir medeniyet yada millet kavramı yokken bu insan toplulukları iran Hindistan çin üzerinden dünyaya yayılmaya başlamışlardır.  40 bin yıl boyunca arabistandan çine uzanan sahil şeridinde pasifik okyanusuna kadar olan bölgeye yayılan insan oğlunun nüfusu bu dönemde çeşitli doğal felaketlerden ötürü fazla artmamıştır.
Günümüzden 45 bin yıl önce ise henüz insanoğlu afrika haricinde sadece Arabistan, iran, Mezopotamya,Hindistan,çin ve avustralyaya yayılmışken. Çeşitli kafileler halinde ortaasyaya göç etmeye başlamışlardır. Bu göç insanoğlunun asyada ki yerleştiği tüm coğrafyalardan yoğun şekilde yaşanırken türlü felaketlerden sonra dahi hayatta kalmayı başarmış genetik açıdan güçlü bireyler orta asyada tekrar bir gen havuzu oluşturmaya başlamışlardır.
Günümüzden 45 bin yıl önce türklerin ilk biyolojik ataları bu şekilde ortaya çıkmaya başlamıştır. Farklı gen havuzlarından gelen bu insanların bir birinden oldukça farklı görünüşte olması oldukça olağandır öyle ki nesiller boyu belli bir toplumda sınırlı sayıda insan arasında gerçekleşen evlilikler o toplumu oluşturan bireylerin giderek birbirine daha çok benzemesi sonucunu doğurmaktadır. Hindistan’a yada çine yerleşen topluluk yaklaşık 60bin yıl boyunca aynı coğrafyada çoğalmış fenotipik olarak bu insanlar birbirlerine benzemeye başlamışlardır. Orta asyanın ilk sakinlerini diğer coğrafyalarda yaşayan insanlardan ayıran bir diğer özellik ise  Günümüzden 22 bin yıl ise başlayan ve sibiryayı buzlara gömen buzul çağı esnasında 3 bin yıl boyunca görece sıcak bölgelerde buzların arasında diğer akrabalarıyla bağlantıları kesilmiş halde yaşamalarıdır. Bu durum zaten farklı coğrafyalardan gelmiş farklı fenotiplere sahip insanların tekrar birbirlerinden uzak kalmalarına ve kendi aralarında evlenerek ferklı ortak fenotipler ortaya çıkarmalarına sebep olmuştur.
Günümüzden 15 bin yıl sonra ancak buzul çağı etkileri tam olarak geçmiş ve türklerin atalarını oluşturan farklı bölgelere sığınmış insanlar tekrar birbirleriyle irtibat kurabilmiştir. Günümüzden 7 bin yıl önce türk milletini ortaya çıkartacak olan kültürler ortaya çıkmıştır kelteminar, karasuk, andronova, tagar kültürü gibi kültürler doğu avrupadan kuzeybuz denizine afganistandan altaylara uzanan milyonlarca kilometrekare alana yayılarak bu bölgelerde yaşayan insanları etkileyeceklerdir. buzul çağında hayatta kalmayı başaracak kadar genetik yapıları ve sosyal organizasyon kabiliyetleri güçlü olan bu insanlar tarihteki ilk büyük imparatorluklardan biri olan büyük hun imparatorluğunu kuracaktır.
Günümüzdeki genetik köken çalışmalarının asıl bilmsel amacı insanların göç yollarını ortaya çıkartmak iken ne yazık ki basın yayın organları bu çalışmaları politikleştirerek belli coğrafyalarda yaşayan insanların soyuna dair gizli bir ırkçılık yapmaktadırlar. Genetik çalışmalarda belli bir millete spesifik herhangi bir gen bulunmamıştır örnek verecek olursak a geni Hintlilerde fazla görünebilir ancak bu oran toplumun üçte birini dahi oluşturmaz dolayısıyla bu gene sahip olmayan birisi Hintli değildir anlamınada gelmez. Maalesef türkiye’de yetkin olmayan yada politik bakış açısıyla dikkat çekmeye çalışan insanlar bu konuyu istismar ederek türkiyede aslında türk yoktur yada türkiyede türkler azınlıktadır gibi saçma bir sav ortaya atmaktadır.
Türklerin ilk ataları ve yayıldıkları geniş coğrafyayı bir kenara koyarsak Anadolunun türk milleti için tekrar bir gen havuzu haline geldiğini söyleyebiliriz öyle ki ortaasyada patlak veren müslüman göktarıcı türk kavgaları sonrasında cengizhanın istilası yine milyonlarca kilometrekareye yayılmış ve binlerce yıldır birbirleri ile irtibatı olmayan bir çok türk boyunun daracık anadoluya sıkışması ve tekrar birbirleri ile gen alışverişine başlamasına sebep olmuştur. Daha öncesinde ve sonrasında kuman kıpçak göçleri de anadolunun türk gen havuzunu fazlasıyla zenginleştirmiştir. Yoğun türk göçü sonucu 12.yüzyıla gelindiğinde Anadolu nüfusunun yaklaşık üçte birini türk nüfusu oluşturmaya başlamıştır. Öyle ki 12.yüzyıldan sonra anadoluda bir çok yeni yerleşim yeri kurulurken bunlar yabancı kaynaklarda Türkçe isimlerle yada boy adlarıyla adlandırılmaya başlanmıştır.
Onbinlerce yıldır devam eden ve aynı toplum içinde evlenmeler sonucu yeni fenotiplerin çıktığı insanlık tarihinde türkler gerek yayıldığı coğrafya gerek buz çağını başarılı bir şekilde atlatma gerekse defalarca farklı bölgelerde farklı türk topluluklarının izole kalarak tekrar farklı türk topluluklarıyla karışması noktasında  dünya tarihinde farklı ve istisnai bir yere sahiptir.
Binlerce yıl boyunca birbirinden binlerce kilometre uzaklıkta yaşayan farklı türk toplulukları cengizhanın ordusundan kaçarken daracık ortaanadolu da birkaç km mesafedeki iki köye yerleşmiş olabilir birbirleri ile evlenmesi coğrafi uzaklık gözönüne alındığında imkansız olan karakteristik iki farklı dış görünüşe sahip olan ancak Türkçe konuşan iki farklı boydan aynı milletin iki ferdi belki sadece 1000 yıldır aralıksız evlenerek gen alışverişinde bulunabilmektedir.
Türklerin genetik havuzunun çeşitli olması dar genetik havuzlarda ortaya çıkan çekinik genlerle taşınan hastalıklardan onları korumuştur öyle ki ilk ve orta çağ gezginleri türkleri tanımlarken güçlü ve dirençli sıfatlarını sürekli beraber kullanmışlardır.

Sonuç olarak Türk milletini oluşturan bireyler çin’e yada iran’a yerleşen insanlar gibi 60-70 bin yıl boyunca görece dar bir coğrafya da kesintisiz olarak birbirleri ile  evlenememiştir.  Bir türk boyu Kafkaslara yerleşerek binlerce yıl boyunca kendi boy mensupları ile evlenerek gen alışverişinde bulunurken başka bir türk boyu binlerce kilometre uzakta pasifik okyanusu kıyısında binlerce yıl boyunca sadece kendi boyunun mensuplarıyla evlenerek gen alışverişi yapmıştır.  Türklerin yayıldığı coğrafyanın tüm Avrupa kıtasının yaklaşık 3 katı genişliğinde bir coğrafya olduğu düşünülür ve bir çok türk boyunun göçebe olduğu düşünüldüğünde türk milletini oluşturan bireylerin kendi boyları içinde evlilikler sonucu çok farklı dış görünüşlere sahip olması oldukça olağandır bu farklı dış görünüşe sahip onlarca türk boyu ve milyonlarca türk cengiz istilası sonucu bir anda Anadolu gibi küçük bir coğrafyaya sıkışmıştır. Adetleri, gelenekleri, töreleri,dilleri aynı olan aynı kültürün dünyanın en geniş coğrafyasına yayılmış fertleri sadece son bin yıldır küçük asyada yoğun olarak yaşamaktadır.

Yorumlar

  1. Adetleri, gelenekleri, töreleri,dilleri aynı olan aynı kültürün dünyanın en geniş coğrafyasına yayılmış fertleri
    Bu yanlış bir tespittir. Azerbaycan'da yaşamış biri olarak Türkiye'nin Ardahan,Kars,Iğdır bölgelerinde hiç kültür çatışması yaşamamıştım. Ama sadece 1 aylığına yaptığım Muğla ziyaretinde o kadar farklı bir kültür ile karşılaştım ki!

    YanıtlaSil

Yorum Gönder